Çocuklar bizi çok kızdırdığında ne yapmalıyız?

Çocuklar ana-babasını sıklıkla kızdırır yahut tam tersi. Geçen gün yol ortasında bir baba kızına “mont istedin aldım, oyuncak istedin aldım, ayakkabı istedin aldım, istediğin her şeyi yaptım ama ben senden bir şey istediğinde yapmıyorsun” diye söyleniyordu. Kızın da hiç umurunda değildi. Yapmasaydın ne yapayım bakışlarıyla çevresini seyrediyordu. “İşte hayatımız” dedim refikama. Bu şekilde konuşmaktan hiçbir faydası olmadığı için bir süre önce vazgeçmiştik. Biz de o esnada çocuğumuzun olur olmaz başka bir istediğini yerine getirmekle meşguldük.

Dün akşam oğlumla yine biraz tartıştık. Sebebi muzdu. Evet, muz. Her şey “evde muz var mı?” sorusuna “var oğlum ama çok soğuk biraz beklemen lazım” cevabını vermemle başladı. Çünkü kendileri muzu hemen istiyordu, dediği an gelmeliydi. Yeni hastalıktan çıkmış olması, bir haftadan fazla istifra edip ishal gitmesi nedeniyle beklemesini söyledim, elbette beklemedi. Kendini yere attı, ağladı. Muzu kaloriferin üstünde ısıtmaktan vazgeçip tost makinesini açtım ve oraya koydum. Sesimiz karşılıklı yükseldi ve yatağa Hülya Koçyiğit misali kapanıp “ben babamı sevmiyorum, o bana bağırdı!” diye çığırmaya devam etti. Sakinleşmek için bir süre başka odada oturunca, “baba neredesin?” diye seslendi, çocukluk edip cevap vermeyince bu sefer “ben babamı çok özledim” diye ağlamaya başladı. Bu esnada muz ısındı ama sorun muz yemeyi çoktan aşmıştı. Oturduk, yine ve yine konuştuk ettik, öpüştük barıştık. Muzu eline aldı, “oo bu buz gibiymiş” dedi. Böylece gönlümü aldı ve hapır küpür yedi.   


Sonra karnı acıktı. “Çorba yapalım ama beraber” dedi. Tüm uyarılara rağmen taburesini ocağın yanına koydu, ben belinden tuttum, Hande onun eliyle kepçeyi tuttu, birlikte karıştırdılar ve çorbayı yaptı. Biraz soğuyunca hep beraber içeceğimiz bu çorbaya bir isim buldu: Aile Çorbası. Bu çocuk This is Us setinden mi fırladı acaba diye düşündüm, duygulandım.

Gece yatmadan “baba bana bir şeyler anlatsana" deyince aklıma bir tek “Ağustos Böceği ile Karıncanın Hikâyesi" geldi. Karıncanın kış günü kapısına gelen haylaz ağustos böceğine gerekli uyarıları yaptıktan sonra onu nasıl içeri buyur ettiğini, karnını doyurduğunu gece boyunca ağustos böceğinin yanında getirdiği gitarla çalıp söylediklerini anlattım. Gözleri tam kapanacakken “bir daha birbirimizi kırmayalım olur mu?” dedim. “Tamam” dedi.

Velhasıl, çocuklar bizi çok kızdırdığında yapmamız gereken tek şey güzel bir aile çorbası, yoksa ne desek, ne yapsak nafile.        

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aileler neden sürekli çocuklarından bahseder?

Çocukla büyümek nasıl bir duygu?

Çocuklar neden hep soru sorar?