Çocuksuz bireylerle nasıl bir iletişim kurulmalı?

Burada “çocuksuz birey” derken maksadım çocuklular tarafından cendereye alınan kişilerdir. (Yoksa bir insanın çocuk sahibi olmayı isteyip istememesinin beni ilgilendirmediğini söylememe gerek var mı, bilemedim. Etrafta dolanıp “ay ana/baba olmak harika bir şey, herkes bu hissi mutlaka tatmalı” diyen kişilere sakın sakın aldanmayın. Bunlar hep uykusuzluktan oluyor. Bir nevi beynimizin bize oynadığı oyunlar. Çocuk sahibi olmayı çok istese de buna meyli, vakti, sabrı, mecali olmayan kişilerin asla ve asla bunu hayata geçirmemesi gerekiyor. Sonuçta daraldığınızda çocuğu ormana falan bırakamıyorsunuz. Çünkü cezası var. Bunu deneyen az sayıda aile mevcut. Geçen sene Japonya’da bir aile aşırı yaramaz olan çocuklarını ormanda bırakmış ve çocuk bir şekilde hayatta kalmayı başarmıştı.)

Çocuksuz bireylerle gerçekleştirilecek ilk “merhaba, neler yapıyorsun?” sohbetlerinde laf ister istemez çocuğunuza gelecek. Burada “iyi işte, büyüyor” deyip dipsiz bir kuyuya dönüşebilecek sohbeti kapatmak elinizde. Fakat başka sohbetlere geçilse dahi çocuğunuzla geçirdiğiniz o saatlerde başınıza gelenleri anlatma isteği anbean baskın gelecektir. İşin içine bu anlara dair fotoğrafları hatta videoları gösterme arzusu da giriyorsa derin bir nefes alın ve aşağıdaki yöntemleri deneyin.




1. Masanın altından yahut sosyal medya hesaplarınıza girer gibi yapıp çocuğunuzun fotoğraflarına, o aynısından 30 tane olan fotoğrafları dahil olmak üzere bakın. Yetmediyse bir iki videosunu izleyin ve belli bir duygusal tatmine erişin.

2. Anlatacağınız şeyin ne kadar kişisel bir şey olduğunu düşünün. Mesela çocuğunuz tuvaletini yaparken osurmuş ve size bunun nasıl koktuğunu sormuştur. Bu baştan her ne kadar sevimli görünse de sadece size kalması yahut bloğa yazmanız gereken mahrem bir hadisedir. Böyle şeyleri anlatmayın.

3. Aynı şeyin size anlatıldığında vereceğiniz tepkiyi düşünün. Özellikle -ortada çok çok müthiş bir şey yoksa- masadaki bir sohbet esnasında size birden fotoğraf gösterilmesi yahut video izletilmesi durumunda vermek zorunda kalacağınız tepkileri (canım ya ne kadar tatlı bakmış, kıyafeti de ne yakışmış maşallah gibi) düşünün.

4. Ana-baba olmanın zorluklarından yakınacak yahut iyi yanlarından bahsedecekseniz yapmayın. İkisi de –eğer çocuk sahibi olmak gibi bir istekleri olup da bu konuda bilgi edinmeye yahut sinsice ağzınızdan laf almaya kalkan birileriyle beraber değilseniz– karşı taraf için sıkıcı olabilir. Çünkü her deneyim kişiye özgüdür ve sizin için yıkıcı olan bir şey başkası için öğretici olabilir yahut tam tersi.

5. Tüm bu aşamaları geçtikten sonra hâlâ anlatmak istiyorsanız anlatın tabii, sizi tutan yok.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aileler neden sürekli çocuklarından bahseder?

Çocukla büyümek nasıl bir duygu?

Çocuklar neden hep soru sorar?